Meme kanseri tanısından dolayı hastaya uygulanan cerrahi, kemoterapi ve hormonal tedaviler sonrası, bireyin bedeninde kalıcı ve bireyin psikolojisinde yaralayıcı değişikliklerin yanı sıra hormonal dengesinde de ciddi bozukluklar olmaktadır. Bazı hastalar kemoterapi sonrası yumurtalık fonksiyonlarının durmasından kaynaklanan geçici veya kalıcı menopoza girebilir. Tedavi etkinliğini ve başarısını artırmak amacı ile menopoza girmemiş bazı hastaların yumurtalık fonksiyonları özel ilaçlar yardımı ile bastırılmakta ve böylece menopoza girmelerini sağlanmaktadır. Tüm bu durumlar, hastada vajinal kuruluğa, cinsel isteksizliğe ve beğenilmeme, istenmeme korkusuna yol açmaktadır. Bu koşullar altında, meme kanseri hastasının ve eşinin sağlıklı bir cinsel yaşantıya sahip olmaları beklenemez. Yeme içme gibi son derece gerekli ve insani bir ihtiyaç olan cinsel yaşam, birçok onkoloji kliniklerince hasta yoğunluğu nedeniyle göz ardı edilmektedir. Bilgi, beceri ve deneyim eksikliği, zaman yokluğu gibi nedenlerle de tamamen yok sayılmaktadır. Hasta da, “Benim hayatımı kurtarıyorlar böyle bir şeyi söylemeye ve talepte bulunmaya hakkım yok” düşüncesi ile problemini dile getirememekte ve günlük yaşantısı içinde her gün biraz daha yalnızlığa, aile içi problemlere, hatta boşanmalara doğru giden sürece doğru yol almaktadır.
Meme kanseri hastalarında cinsel problemlerin gözlenme oranı %70’ler düzeyindedir. Tüm bu problemlerin ayrıntılarına bakıldığında problemlerin 2/3’nün kısa bir değerlendirme sonrası birkaç öneri ile hasta ve eşine güven aşılanması sonucu çözülebileceği bilinmektedir. Geriye kalan az bir kısmında ise hasta ve eşine önerilebilecek tıbbi ve psikolojik destekler sayesinde bu problemin üstesinden gelinebilmektedir. Bu konuya yönelik uluslararası kadın seksüalitesi konusunda ilave eğitimler almış olan Jinekoloji ve Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Dilek Erdoğru’nun Türkiye’de ilk kez başlattığı rutin meme kanseri hastalarında cinsel rehabilitasyon programı, iki haftada bir gün standart bir hizmet olarak kliniğimizde sunulmaktadır. Programa alınan hastalardan birisinin ilk değerlendirme ve rehabilitasyon sonrası mutluluklarını dile getirmesi memnuniyet verici olmakla birlikte aynı zamanda son derece düşündürücüdür.